Onarıcı Tarım: TOPRAK KURTULUŞUMUZ OLABİLİR Mİ?

Yazar: Durukan Dudu

Onarıcı tarımla uğraşanlar çiftçiliğin, çobanlığın, kırsalda yaşamın, gıda üretiminin “toplumun alt tabakalarına”, “cahillere” layık olduğunu söyleyen ana akım paradigmayla dalga geçen ve önemli kısmı sonradan olma çiftçilerden oluşan genç, yaratıcı, özgürlükçü bir nesil. Toprak Atlasından bir makale;

Bizi asla bırakmayacağına, hep bıraktığımız yerde duracağına, sadık yârimiz olduğuna emin olduğumuz toprak hakkında ne biliyoruz? Her gün adımladığımız toprağın içinde ne olup bittiği hakkında bilgilerimiz, gizemli ve sır dolu evrenin işleyişi hakkında bildiklerimizden fazla değil. Bildiklerimiz ise coğrafya kitaplarında yazanın aksine toprağı onarıp geleceğimizi güvence altına alabileceğimizi söylüyor.

Her şeyden önce toprak, gezegendeki en zengin ve bereketli ekosistem. Dünyaca ünlü toprak uzmanı ve “Soil Food Web” (Toprak Gıda Ağı) kurucusu Dr. Elaine Ingham ve Avusturalyalı bilim insanı Christine Jones başta olmak üzere “bütüncül” toprak bilimcilerinin ısrarla hatırlattığı çok önemli bir nokta var: Toprak, mineraller, toz ya da kaya segmentleri, oksijen ve mikro organizmalardan oluşan “ayrılmaz ve ayrılması teklif dahi edilemez” bir bütün. Sabanla, pullukla, traktörle, kimyasal gübreler ve zehirlerle sıkıştırılıp havasız hale getirilmiş ve mikroorganizmaları soykırıma uğramış toz parçaları bilimsel olarak da toprak değil. Çünkü toprak canlı bir habitat. Bombalarla yerle bir edilip içindeki tüm canlıların yok edildiği, binaların moloz yığınına dönüştüğü bir yere nasıl yaşam alanı; şehir, köy ya da kasaba demiyorsak artık, içindeki tüm yaşamın yok edilip bununla bağlantılı olarak toprağın fiziksel yapısının bozulduğu zemine de toprak demiyoruz.

Öte yandan “bir santim toprak 1000 yılda oluşur” söylemi tamamen yanlış değil ama önemli ölçüde eksik. Toprak fiziksel ve biyolojik olmak üzere iki süreçle oluşur. Evet, fiziksel toprak oluşumu için uzun zaman gerekir: kayalar aşınacak, çatlayacak, toz haline gelecek, mikroorganizmalar tarafından sindirilip toprağın yapıtaşlarına dönüşecek. Ancak biyolojik toprak oluşumu ki; esas süreç budur, bir çoğumuzun hayal edebileceğinden çok daha hızlı gerçekleşebiliyor: Onarıcı tarım yöntemleriyle, aynı arazide bir yandan çok sağlıklı ve verimli gıda üretimi yapıp bir yandan da senede 1-2 santim toprak yaratmak işten bile değil. Bu toprak oluşumu fotosentez ve toprak üstü çürüme döngülerini güçlendirerek kısmen yukarı doğru, çoğunlukla ise üst toprak altındaki kayaç kısımları canlı üst toprağa dönüştürerek aşağıya doğru gerçekleşiyor. Türkiye’de son 50 yılda hızlanan yok edici tarım pratiklerinin de etkisiyle 30-50 santimlik üst toprak katmanı “görece iyi” kabul ediliyor bugün, halbuki 3-4 metrelik üst toprak katmanlarına yeniden ve oldukça hızlı bir biçimde ulaşmak mümkün. Teknik bir detay zannedilmesin bu, böylesi bir değişimin sonuçları en ala bilim kurgu kitabını aratmayacak kadar derin ve radikal.

Okumaya devam edin

TOPRAK ATLASI – Toprak, araziler ve tarlalar hakkındaki olgular ve rakamsal veriler

Arazi fiyatları neden sürekli yükseliyor? Her yıl ne kadar toprak kaybediliyor? Beslenme için yılda kaç kilometrekare tarla ve mera arazisi ithal ediliyor? Arazinin gerçek sahibi kim?

Bu ve benzeri sorulara tarla, arazi ve toprağa dair sayı ve olgularla yanıt veren ilk toprak atlası Türkçeye çevrildi. 2015 Toprak Atlası çok sayıda grafik ve metinle üzerinde yaşadığımız toprağın durumuna ve bunların maruz kaldığı tehlikelere dair güncel bilgiler sunuyor. Öncelikle Almanca ve İngilizce olarak hazırlanan raporun Türkçe versiyonu, Türkiye’den güncel bilgiler ve uzman görüşlerinin katkısıyla daha zengin bir içeriğe sahip.

Türkiye’den Atlas’a eklenen makaleler köylü, toprak ve iktidarın Türkiye’deki sancılı ilişkisini ve mülksüzleştirilme tarihi üzerinden toprağı irdeliyor. Bunların yanı sıra Atlas dünya literatüründe çoğunlukla yabancı bir ülkenin hükümeti ve/veya şirketleriyle bağlantılı olarak anılan toprak gaspının Türkiye’de bizzat devlet eliyle nasıl mümkün kılındığını, son dönemde çıkan yasaların etkilerini ve kadınların toprak mülkiyetindeki paylarını da anlatıyor.

2015 Toprak Atlası, arazi ve toprak hacminin giderek daha da azaldığını açıkça gözler önüne seriyor. Almanya’da kent ve karayolları inşası, günde 70 hektar, yani 100 futbol sahasından geniş bir alanın tüketimine yol açıyor. Almanya aynı zamanda, kendi büyüklüğünün iki katına tekabül eden, yaklaşık 80 milyon hektarlık bir alandan gelen tarım ürünleri ve diğer tüketim malları ithalatı yapıyor. Avrupa Birliği’nde de durum pek iç açıcı değil. AB nüfusunun tüketimi için, 28 üye ülkenin toplam alanının bir buçuk katı olan 640 milyon hektarlık bir alana gereksinim var. Avrupa’daki tüketim için kullanılan alanın yaklaşık yüzde 60’ı, AB sınırları dışında yer alıyor. Bu nedenle Avrupa gerek yaşam tarzı, gerekse tarım sanayi ve enerji gereksinimi için sınırların dışına en fazla bağımlı olan kıta konumunda.

 

Okumaya devam edin

Video: topraklarının konuşalım

[English | EspañolFrançais | DeutschPortuguêsItalianoعربي中国Türk]

Bu animasyon filmi bozulması, şehirleşme, arazi kapma ve aşırı tüketim konularını kapsayan, dünyadaki toprak kaynaklarının gerçeği anlatır; Film bizim topraklar daha sürdürülebilir yönetmek yol yapmak için seçenekler sunar.

Watch More Videos on the Institute for Advanced Sustainability Studies Vimeo Channel